Editörden: Yargıtay etik denetimini görmezden geldi. Kongre’nin harekete geçme zamanı
ABD Yüksek Mahkemesi yargıçlarının şüpheli davranışlarıyla ilgili aylarca süren raporların ardından, Perşembe günü Senato Yargı Komitesi, yüksek mahkeme üyeleri için bağlayıcı bir davranış kurallarına yol açacak yasayı değerlendirecek. Mahkemenin – bazı yargıçların böyle bir girişimin değerlendirildiği yönündeki önerilerine rağmen – kendi başına bir yasa oluşturamaması göz önüne alındığında, kongre eylemi gecikmiş durumda.
Ne yazık ki, bu tür yasaların çıkarılması, Yüksek Mahkeme yargıçlarının seçimine bulaşan aynı partizanlıkla gölgeleniyor. Ancak bu, Kongre’yi mahkemeyi daha şeffaf ve hesap verebilir hale getirecek reformlar için baskı yapmaktan caydırmamalı.
Baş Yargıç John G. Roberts Jr., yargıçların Birleşik Devletler Yargıçları için Davranış Kurallarına “baktığını” söylese de, yargıçlar resmi olarak bu Tüzüğün kapsamında değildir. Yargıçlar mali ifşa gerekliliklerine tabidir, ancak Pro Publica bu yıl Yargıçlar Clarence Thomas ve Samuel A. Alito Jr.’ın bu cömertliği açıklamadan zengin bireylerin seyahatini kabul ettiğini bildirdi. (Her iki yargıç da bu bilgiyi ifşa etmek zorunda olduklarına inanmadıklarını söyledi. Bu yılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri Adli Konferansı, hakimlerin özel jetle yapılan seyahatleri ifşa etmesi gerektiğini söyleyen yönergesini netleştirdi.)
Şeffaflığa gelince, yargıçlardan bazı davalara neden katılmamayı seçtiklerini açıklamaları istenmiyor, ancak yargıçların Senato Yargı Komitesine gönderdiği açıklamaya göre, bir yargıç “red kararının özet açıklamasını sağlayabilir.” “Mayıs”, “zorunluluk” olmalıdır.
Perşembe günü ele alınacak yasa tasarısı, 2023 tarihli Yüksek Mahkeme Etik, Reddetme ve Şeffaflık Yasası, mahkemenin üyeleri için bir davranış kuralları oluşturmasını gerektirecek; tüm ret kararları için kamuya açık yazılı açıklamaları zorunlu kılın; ve bir yargıcın etik dışı davrandığına dair şikayetlerin soruşturulması için bir mekanizma sağlamak. Bunların hepsi önemli hedeflerdir.
İdeal olarak, yargıda şeffaflığın artırılması iki partinin de üzerinde bir amaç olacaktır. Ancak taraflar bu konuda çoğunlukla bölünmüş durumda. Tasarı, mevcut mahkemeyi sert bir şekilde eleştiren Senatör Sheldon Whitehouse (DR.I.) tarafından destekleniyor ve yalnızca Demokratların ortak sponsorları var. Bu arada, Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell (R-Ky.), Yargı Komitesi’ndeki Demokratları, “görünürde ‘etik kurallarını’ temizlemek için, hükümetin eşit bir koluna iç operasyonlarını nasıl yöneteceğini söylemeye çalıştıkları için” alay etti.
Bu eleştiri, kendisi ve meslektaşları 2016’da Başkan Obama’nın Merrick Garland’ı mahkemeye aday göstermesini utanç verici bir şekilde reddettiğinde, yakın geçmişte Yargıtay’ı siyasallaştırmak için herkesten fazlasını yapan McConnell’den geliyor. McConnell’in bu koltuğu boş bırakmasının asıl gerekçesi, 2016’nın bir seçim yılı olmasıydı ve “[t]Amerikan halkının bir sonraki Yüksek Mahkeme yargıcının seçiminde söz sahibi olması gerekir.” Yine de McConnell, Donald Trump’ın bir seçim yılında onaylanan 2020 Adalet Amy Coney Barrett adaylığını destekledi.
Tüm Cumhuriyetçiler mahkeme reformuna karşı değil. Senatör Lisa Murkowski (R-Alaska), Demokratlarla toplantı yapan bağımsız bir Maine Senatörü Angus King ile bir etik yasa tasarısına ortak sponsor oldu. Bazı açılardan, Yüksek Mahkeme Davranış Kuralları Yasası önerisi, Beyaz Saray yasa tasarısına tercih edilir. Örneğin, mahkemenin, mahkeme başkanı tarafından görevlendirilen bir soruşturma olasılığı ile yargıçlara karşı şikayetleri işlemek üzere mahkeme çalışanı olabilecek bir kişiyi görevlendirmesini sağlar. Buna karşılık, Whitehouse tasarısı, federal temyiz mahkemelerinin baş yargıçlarının soruşturma yapmasını sağlayacak.
Etikle ilgili sorular, Yargıtay’dan memnuniyetsizliğin tek ve hatta başlıca nedeni değildir. Cumhuriyetçi olarak atananların bir tarafta ve Demokrat olarak atananların diğer tarafta tahmin edilebileceği gibi sıraya girdiği bir dizi siyasi içerikli kararla siyasetin üzerinde olma itibarını lekeledi. Mahkemenin imajı da, haklı olarak, geçen yıl Roe vs. Wade’i geçersiz kılma ve kürtaj hakları için yaklaşık yarım asırlık yargı korumasını kaldırma yönündeki feci kararı nedeniyle zarar gördü.
Yine de bağlayıcı bir etik kuralın olmaması ve hediyeler ile seyahatin yetersiz denetimi de mahkemenin itibarına bir lekedir. Kongre, mahkemenin üstlenmeyi reddettiği reformları yasalaştırma sürecini başlatmalıdır.