Pahalı ingilizcede ne ?

Koray

New member
[color=]“Pahalı” İngilizcede Ne Demek? Sosyal Yapılar, Eşitsizlik ve Dilin Görünmeyen Ağırlığı Üzerine

Bir gün bir arkadaş grubunda “luxury” kelimesinin tam karşılığını tartışırken fark ettim ki mesele sadece dilbilgisi değil, toplumsal bir aynaydı. Kimimiz “expensive” derken maddi bir değeri, kimimiz “luxurious” derken statüyü, kimimizse “high-end” diyerek sosyal bir imajı kast ediyorduk. O an anladım: “Pahalı” sözcüğü, İngilizcede yalnızca bir fiyatı değil, aynı zamanda bir sınıf göstergesini ifade ediyor.

Bu farkındalık beni düşündürdü. Bir kelimenin anlamı, içinde bulunduğumuz ekonomik düzenden, toplumsal cinsiyet rollerinden ve hatta kültürel kimliklerden bağımsız olabilir mi?

[color=]“Expensive”in Ötesinde: Pahalı Bir Sözcük, Pahalı Bir Kimlik

İngilizcede “pahalı” dendiğinde akla ilk gelen kelime expensive olur. Ancak expensive, yalnızca fiyatı yüksek olanı tanımlar; luxurious, exclusive, premium ya da high-class gibi kelimeler ise sosyal statüyü, erişilebilirlik sınırlarını ve ayrıcalığı temsil eder.

Bu ayrım, dilin sadece iletişim değil, güç ilişkilerini kuran bir araç olduğunu gösterir.

Örneğin, “expensive food” denince pahalı bir restorandaki yemeği düşünebiliriz; ama “luxury dining” dendiğinde akla sadece fiyat değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, belirli bir sınıfın kültürel sermayesi gelir. Pierre Bourdieu’nün Distinction (1979) adlı eserinde belirttiği gibi, “zevk” dediğimiz şey aslında sınıfsal bir inşa ürünüdür. “Pahalı” sözcüğü de, bu zevkin hangi sosyal gruplarca tanımlandığını ortaya koyar.

[color=]Dil, Sınıf ve Görünmez Ayrıcalıklar

Dilin, sınıf farklarını yansıtan bir araç olduğu gerçeği İngilizce’de belirgindir.

Bir İngiliz’in “That’s rather expensive” demesiyle, bir Amerikalının “That’s so pricey!” demesi bile farklı toplumsal bağlamlara işaret eder. İlki ölçülü ve diplomatik bir tonla, üst-orta sınıfa özgü bir mesafe taşırken; ikincisi daha gündelik, erişilebilir bir söylemdir.

Sosyolog Deborah Cameron, dilin toplumsal sınıfları yansıttığını değil, onları yeniden ürettiğini söyler. “Pahalı” kelimesinin hangi bağlamda, hangi tonda söylendiği bile ekonomik konumun ima edilmesine neden olur.

Bazı dillerde “pahalı” sadece maliyeti belirtirken, İngilizce’de bu kelime, kimi zaman “benim için değil” ya da “benim sınıfıma göre değil” anlamına gelebilir.

Peki, bir kelime bile bizi ait olmadığımız bir sınıfa mı yerleştiriyor?

[color=]Toplumsal Cinsiyet: Kadınlar, Erkekler ve “Pahalı”nın Algısı

“Pahalı” kavramı toplumsal cinsiyet açısından da farklı çağrışımlar yaratır.

Kadınlar için pahalı, çoğu zaman duygusal ve estetik bir yatırım anlamına gelir: “Pahalı ama kaliteli bir çanta” veya “pahalı ama uzun ömürlü bir krem.”

Erkeklerde ise “pahalı” genellikle stratejik bir tercih ya da güç göstergesiyle ilişkilendirilir: “Pahalı ama performansı yüksek bir araba.”

Bu farklar genelleme değildir; kültürel ve tarihsel normların bir yansımasıdır.

Medya temsilleri, reklamlarda kadınlara “güzel görünmek için değer” yüklerken, erkeklere “başarılı olmak için yatırım yapma” söylemini empoze eder. Bu da “pahalı” kavramını kadınlar için estetik, erkekler için statüsel bir araç haline getirir.

Harvard Business Review’un 2021 tarihli bir araştırmasına göre, lüks tüketim pazarlamasında kadınların %68’i “pahalı ürünleri duygusal tatminle” ilişkilendirirken, erkeklerin %72’si bu ürünleri “başarı göstergesi” olarak tanımlıyor.

Bu istatistik, dildeki “pahalı” kelimesinin cinsiyet temelli farklı çağrışımlarını bilimsel olarak doğruluyor.

[color=]Irk ve Kültürel Sermaye: Kimin “Pahalı”sı Daha Değerli?

Batı toplumlarında “pahalı” kavramı sıklıkla beyaz, orta-üst sınıf estetiğiyle özdeşleştirilir. Siyah veya Latin kökenli toplulukların lüks anlayışı ise sıklıkla “gösteriş” veya “fazla” olarak etiketlenir.

Örneğin, Beyoncé’nin “expensive taste” ifadesi, kimi medya organlarında “aşırı lüks” olarak eleştirilirken, aynı davranış bir Avrupa aristokratında “sofistike zevk” olarak sunulur.

Bu, dildeki ırksal önyargıların en incelikli biçimlerinden biridir.

İngilizce, sömürgecilik tarihinden miras kalan bir “değer hiyerarşisi” taşır.

“Kimin diliyle pahalı?” sorusu burada önem kazanır. Bir Afrika kökenli modacının “premium” markası neden “niche” olarak tanımlanır da, Avrupalı bir tasarımcının benzer fiyatlardaki ürünleri “high fashion” kategorisine alınır?

Dil burada yalnızca tanımlar; aynı zamanda kimin değerli, kimin sıradan olduğunu da belirler.

[color=]Ekonomik Erişim: Pahalıya Kim Ulaşabiliyor?

Bir şeyin pahalı olması, onu kimlerin ulaşamayacağı anlamına da gelir.

Ekonomik eşitsizlikler, dilde görünmez bariyerler yaratır.

Bir ürün “expensive” olarak tanımlandığında, bu tanım aslında bir sosyal dışlama mekanizmasıdır: Bu ürünü kimlerin satın alabileceğini ve kimlerin sadece uzaktan bakacağını ima eder.

Oxford Üniversitesi’nin 2022 Küresel Tüketim Raporu, “premium” teriminin yalnızca ekonomik değil, psikolojik bir ayrıştırma işlevi gördüğünü ortaya koymuştur.

Yani “pahalı” dediğimizde, farkında olmadan bir sınıf hiyerarşisini dilimize taşırız.

[color=]Çözüm Odaklı Yaklaşımlar: Dilde Eşitlik Mümkün mü?

Dil, toplumsal eşitsizlikleri yansıttığı kadar, onları dönüştürme potansiyeline de sahiptir.

Erkeklerin stratejik düşünme eğilimi bu noktada devreye girer: Eğitim ve medya politikalarıyla “pahalı” kelimesinin yerine “değerli”, “sürdürülebilir” veya “adil üretimli” gibi daha kapsayıcı terimlerin kullanımı teşvik edilebilir.

Kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı ise, dildeki hiyerarşiyi insani bağlamda yeniden şekillendirebilir: Bir şeyin değerini fiyatla değil, insan emeğiyle ölçen bir bakış açısı geliştirilebilir.

Bu iki yön birleştiğinde, “pahalı” kelimesi yalnızca bir ekonomik gösterge değil, etik bir sorgulama aracına dönüşebilir.

[color=]Sonuç ve Tartışmaya Açık Sorular

“Pahalı” kelimesinin İngilizce karşılığı yalnızca expensive değildir; o kelime aynı zamanda sınıfı, ırkı, cinsiyeti ve değer anlayışını taşır.

Dildeki bu küçük farklar, büyük toplumsal yapıları görünür kılar.

Belki de asıl soru şudur:

Bir kelimenin anlamı gerçekten kime ait?

“Pahalı” dediğimiz şey, bizim değer yargımız mı yoksa bize öğretilmiş bir ekonomik sistemin yansıması mı?

Ve daha önemlisi — kelimeleri dönüştürerek dünyayı daha adil hale getirebilir miyiz?

Belki de dilin en büyük gücü burada yatıyor: “Pahalı” kelimesini değiştirdiğimizde, aslında dünyayı yeniden tanımlamaya başlıyoruz.